• Türkçe
  • English
  • Arabic
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • ÜRÜNLERİMİZ
  • BİLGİ BANKASI
  • GÖRÜŞLERİNİZ
  • ÜYE GİRİŞİ
  • BAYİLER
  • MULTİMEDYA
    • TANITIM FİLMİ
    • GALERI
    • VİDEOLAR
    • KATALOG
    • BELGELER
    • LİNKLER
  • İLETİŞİM
BİLGİ BANKASI » TAVUKÇULUK

 

CİVCİV SİPARİŞİ

Civcivler, kümeslerin hazırlanmasına zaman bırakılması açısından haftalar, hatta aylar önceden sipariş edilmelidir. Sipariş yapmadan önce, alınacak civciv sayısı saptanmalıdır. Alınacak civcivlerin aynı yaşta olmalarına özen gösterilmelidir. Aşı programının hazırlanabilmesi için civcivlerin aynı yaşta olmaları gerekir.

CİVCİV GELMEDEN ÖNCE YAPILACAK HAZIRLIKLAR CİVCİVLER GELDİĞİ GÜN YAPILACAK İŞLEMLERCİVCİVLERİN KÜMESE KONULMASINDAN SONRA YAPILACAK İŞLEMLER VE METREKAREYE KONACAK CİVCİV SAYISICİVCİV DÖNEMİNDE GEREKLİ SICAKLIK DERECELERİBAKIM VE BESLEMEKANNİBALİZM (GAGALAMA)VE GAGA KESİMİHAVALANDIRMAAYDINLATMAPİLİÇ VE TAVUK YETİŞTİRMEYUMURTA VERİMİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLERBüyütme ve Gelişme Dönemi Alan İhtiyaçlarıYEMLİK VE SULUK İHTİYACI

KAFES TAVUKÇULUĞU CİVCİV, PİLİÇ VE TAVUKLARIN BESLENMESİ TAVUKLARIN BESLENME AÇISINDAN ÖZELLİKLERİBESİN MADDELERİ GEREKSİNİMLERİ

5-Yağ Gereksinimi: Karbonhidrat ve proteinlerden 2,5 kez daha fazla enerji içeren yağlar, yalnız broiler rasyonları için değil yumurta tavuğu rasyonlanna da belirli oranlarda katılır.
Bunun nedeni, konsantre enerji kaynağı olmalarının yanı sıra, tozuman önlemeleri, yemin lezzet ve görünümünü iyileştirmeleri, pe-letlemeye yardımcı olmaları, yem makinalarını doğal yollarla yağlayarak yıpranmalarını önlemeleri, esansiyel yağ asidi kaynağı olmaları ve yağda eriyen vitaminleri taşımalarıdır.
6-Su Gereksinimi : Su vücutta birçok metabolit olaıın yürütülmesinde görev alır. Besin maddelerinin ve metabolitlerin vücudun bütün hücrelerine taşınması ve hücrelerden atık maddelerin atılmasını sağlayan kan, hücre arası ve hücre içi sıvıların temel maddesidir.
Toplam vücut suyu miktarı; civciv döneminde % 70, ergin dönemde % 55 ve kan plazmasında % 90' dır. Yumurtanın % 60' ı sudur ve bir yumurta vücuttan 38 gr. su çıkarır.

Bir tavuk tükettişi 100 gr. yem için 200 mi. su içer. Sıcakta bu oran 250-300 mi.'ye çıkar. Normal su tüketiminin % 20 azalması yem tüketimini düşürür.

CİVCİVLERİN BESLENMESİPİLİÇLERİN BESLENMESİPİLİÇLERDE SINIRLI YEMLEMETAVUKLARIN BESLENMESİTAVUK BESLEMEDE GRİT KULLANILMASIYEM ALIMI VE DEPOLAMA

TAVUKÇULUKTA HİJYEN VE SAĞLIK ÖNLEMLERİ TAVUK YETİŞTİRİCİLİŞİNDE UYGUN ÇEVRE KOŞULARI KÜMESLERDE ÇEVRE KOŞULLARININ KONTROLÜ

Özellikle son yıllarda ülkemizde tavukçuluk büyük bir gelişme göstererek bir endüstri haline gelmiştir. Buna paralel olarak bir takım sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunları en aza indirebilmek için sağlık ve hijyen koşullarının sağlanması büyük önem arz etmektedir. Tavukçulukta amaç hastalığın kümese girişini önlemek ve sağlıklı sürüler yetiştirmektir. Hastalık çıktıktan sonra yapılan tedavi çıkan bir yangının söndürülmesine benzetilebilir. Özet olarak alınması gereken önlemleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

- Öncelikle kümes yapılacak yerlerin diğer tavukçuluk işletmelerinden, yerleşim alanlarından ve ana yollardan mümkün olduğu kadar uzak olmasına dikkat edilmelidir.
- Kümesler yabani hayvanların ve kuşların girişini engelleyecek şekilde planlanmalı ve kümesler arasında yeterli mesafe bırakılmalıdır. Çiftliğin etrafı yabani hayvan ve insan girişini engelleyecek şekilde çevrilmen', giriş ve çıkışlar kontrol altında tutulmalıdır.
- Kümesler kolay yıkanıp temizlenebilir malzemelerden yapılmalı içine konulacak ekipmanda buna uygun olarak seçilmelidir. Kümeslerin temizlisi ve dezenfeksiyonu kısaca şöyle yapılmalıdır.
- Kümesteki hayvanlar boşaldığı zaman temizliğe altlığın çıkarılmasıyla başlanır. Altlığın etrafa yayılmadan mümkün olduğu kadar kümeslerden uzak bir yerde atılması sağlanmalıdır. Kümes içindeki ekipman da dışarıya çıkarılarak yıkanıp dezenfekte edildikten sonra güneş altında kurumaya bırakılmalıdır.
- Kümes ve ekipmanların eksiklikleri ve arızaları da temizlik esnasında onarılmalıdır.
- Kümes deterjanlı, dezenfektan katılmış bol su ile yıkandıktan sonra geniş spektrumlu bir dezenfektanla dezenfekte edilmeli kuru-yunca da badana yapılmalıdır.
- Daha önce temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş ekipmanlar da içeriye alınıp, güvenilir bir yerden alınmış temiz talaş serildikten sonra kapı ve pencereler sıkıca kapatılarak fumigasyon tarzı dezenfeksiyon uygulanmalı ve kümesler bu şekilde kapalı olarak muhafaza edilmelidir. Kümes hayvanlar gelmeden önce havalandırmalıdır.
- Hayvanlar gelmeden en az 24 saat önce kümesin bütün hazırlıkları ve ısı durumu düzenlenmiş olmalıdır.
- Kümeslere konulacak civcivler güvenilir ve sağlıklı damızlık-çı işletmelerden temin edilmeli, kümeslere aynı yaşdaki hayvanlar
konulmalıdır.
- Kümes girişlerine dezenfektan ve kireç konulmalı, bakıcıların bunlara basmadan girişleri önlenmelidir.
- Mümkünse her kümesin bakıcısı ayrı olmalı, kümeslerde giymeleri için özel ayakkabı ve elbise verilmeli, kümes kıyafetleri ile dışarıda dolaşmaları engellenmelidir.
- Kümeslere yabancı kişi ve ziyaretçilerin girmesine engel olunmalı, eğer veteriner hekim, ziraat mühendisi gibi teknik elemanların kümese girmesi gerekiıorsa onlarında yukarıdaki hijyen kurallarına uyması sağlanmalıdır.
- Ölen hayvanlar kümeslerden uzakta açılan derin çukurlara gö-mülmeli, üzerlerine sönmemiş kireç dökülmeli, en doşrusu yakılarak imha edilmelidir.
- Herhangi bir hastalık şüphesi durumunda derhal bölgedeki veteriner hekimlere başvurulmalı, bilinçsizce ilaç kullanılmamalıdır.
- Yemler güvenilir yem fabrikalarından alınmalı, boşalan çuvallar ve eski viyoller tekrar kullanılmamalıdır.
- Yeni alınan malzemeler dezenfekte edilmeden kümese sokulmamalıdır.
- Kümeslere normalden fazla hayvan konulmamalıdır. Aksi halde gagalama, tüy çekme ve diğer stres problemlerinin ortaya çıkacağı hatırdan çıkarılmamalıdır.
- Tavuklara verilecek su; temiz, renksiz, kokusuz, tortusuz, zararlı maddeler ve mikroplardan arındırılmış olmalıdır. Sudaki bak-teriyal veya kimyasal kirlilik, bazı maddelerin fazlalığı, büyümede yavaşlama, canlı ağırlık kayıbı, verim düşüklüğü, ishal ve ölümler halinde ortaya çıkar. Bunu için işletmede kullanılan su sık sık, hiç değilse 6 ayda bir bakteriyolojik ve kimyasal yönden incelettirilme-lidir.
- Kümeslerdeki suluklar gün aşın yıkanmalı, depolar altı ayda bir temizlenip dezenfekte edilmelidir.
- Kümeslerde etkin bir şekilde fare vb. zararlılarla mücadele yapılmalıdır.
- Tavukçulukta hastalıklardan korunmanın diğer bir yolu da aşılamadır. Aşılama programı planlanırken bölgedeki veteriner hekime danışılmalı ve bu programa titizlikle uyulmalıdır.
- Aşılarla hastalıkların kontrolünde başarı, bazı temel faktörlere bağlıdır. Hastalıklardan korunma amacıyla uygulanan aşılar, mutlaka sağlıklı sürülere ve uygun yaşlarda tatbik edilmelidir. Aşılar sıcaklık ve güneş ışınlarından korunmalı, buzdolabında saklanmalıdır. Günü geçmiş aşılar kullanılmamalı, her hayvanın normal dozda aşı olmasına özen gösterilmelidir. Pek çok aşı zayıflatılmış hastalık etkenlerinden oluştuğu için aşılama işlemi bittikten sonra bütün aşı şişeleri imha edilmelidir. Aşılamalar içme suyuna katılarak uygulanıyorsa içme suyunun klor ve dezenfektan maddeler içermemesi gereklidir.

 

Tavuk yetiştiriciliğinin başlıca amacı diğer hayvancılık dallarında olduğu gibi, belli bir gidere karşılık en yüksek ve en ekonomik verimi elde etmekdir. Bu da, az yem tüketen ve yüksek verimli, hastalıklara karşı dirençli ırklar ile bunların yaşadıkları çevre şartlarının iyileştirilmesine başlıdır.
Tavuklar tüm ömürlerini kümes adı verilen barınaklarda geçirdiklerinden, verim kapasitelerini tam olarak ortaya koyabilmeleri için, genetik özellikleri yanında iyi bir bakım besleme ile uygun çevre şartlarında barındırılmaları gerekir.
Yüksek bir randıman ancak uygun bir besleme ile birlikte, tavukların elverişli kümes içi çevre koşullarında bulundurulması halinde beklenebilir. Kümes içi çevre koşullarından da, kümes havasını etkileyen fiziksel (sıcaklık, nem, hava hareketi) ve kimyasal (havanın bileşimindeki karbondioksit ve amonyak) faktörler anlaşılmaktadır.
Kümeslerden beklenen yararı sağlayabilmek için bunların tekniğe uygun bir biçimde yapılmış olmaları ve kümeslerin yapımında iki önemli noktanın göz önünde tutulması gerekir. Bunlardan ilki maksimum verim sağlanması amacıyla, yetiştirme koşullarının op-timal ve hijyenik bir duruma getirilmesi, diğeri de maliyete etkili bir unsur olması bakımından ucuz ve sağlıklı kümeslerin yapılmasıdır.
Bunun içindir ki, modern tavuk yetiştiriciliğinin gereklerini karşılayacak kümesler, başlıca şu nitelikleri taşımalıdır:
1. İçleri kuru, güneşli ve aydınlık olmalı,
2. Hayvan sağlığına zararlı nem ve pis kokular bulunmamalı,
3. Kolayca havalandırılabilmeli,
4. Bit, pire ve tahtakurusu gibi parazitlerle, çeşitli mikropların üremelerine ve barınmalarına elverişli olmamalı,
5. İçine konacak hayvan sayısına uygun büyüklükte olmalı,
6. Dışarının soğuk veya sıcağını içeriye mümkün olduğu kadar az geçirmeli,
7. İş gücü ihtiyacım en az düzeye indirmeli,
8. Değişen pazar şartlarına göre diğer çiftlik hayvanlarının yetiştirilmesine uygun olmalı,
9. Yangın tehlikesine karşı mümkün olduğu kadar korunmuş olmalı,
10. Bina maliyeti en az düzeye indirilmelidir.
İşletmenin başarılı olabilmesi için, yukarıdaki faktörlerin en iyi biçimde kombine edilmesinde de yarar vardır. Çevre koşullarının kümeslerin yapımındaki önemi de büyüktür. Bu bakımdan bölge koşulları iyi etüt edilerek, önce kümes tipi iyi kararlaştırılmalıdır.
Tavukçuluk işletmesi kurulacak yerin seçiminde dikkat edilecek hususlar;
1. Tavuk çiftliğinin kurulacağı yer; şehir, kasaba veya satış merkezlerine yakın olmalıdır.
2. Kümesler, taban suyu yüksek olmayan, çakıllı, kumlu veya tınlı topraklar üzerinde yapılmalı, su tutma özelliği yüksek, killi topraklardan kaçınılmalıdır.
3. Kümeslerin soğuk ve sert rüzgârları almayan yerlerde kurulması, ön yüzünün güneş alması için güney veya güney - doğuya dönük olması genellikle arzu edilir.
4. Kümes yeri tesbit edilirken diğer kümeslerle uzaklığına dikkat edilmelidir.
5. Kümesler yola, su ve elektriğe yakın olmalıdır.
Tavuklar üzerine etkili çevre koşulları çok çeşitlidir. Bunlardan bakım, besleme ve iklim faktörleri tavuk yetiştiriciliğinde büyük önem taşır. İklim faktörleri içinde de tavuk yetiştiriciliği bakımından en önemlileri SICAKLIK, NEM, HAVA AKIMI ve HAVANIN TEMİZLİĞİ'dir.
Sıcaklık: Hayvanlar için yaşamaya en uygun sıcaklık sınırlarına "rahatlık bölgesi - konfor bölgesi" adı verilmektedir. Bu bölgede üretilen ve atılan ısı miktarları arasında sürekli bir denge bulunmaktadır. Sıcaklığın optimum sınırları altında veya üzerinde olması verime olumsuz etki yapmaktadır. Optimum sıcaklık sınırları arasında hayvanlardan en az yem tüketimi ile en yüksek verim elde edilir.
Değişik görüşler olmakla birlikte yumurta tavuklarında optimum kümes sıcaklığı 15 - 20°C arasında olmalıdır.
Kümes içi sıcaklığı 21°C'ye ulaştığında yumurta büyüklüğünde küçülme yumurta kabuğunda incelme olmaktadır.
Bağıl Nem: Kümeslerdeki bağıl nem oranının çok yüksek veya çok düşüj^ olması çeşitli zararlara yol açar. Civciv büyütme kümeslerinde optimum bağıl nemin % 55 - % 70 yumurta, tavusu kümeslerinde ise % 60 - 70 arasında olması gerekmektedir.
Çok kuru kümes havasında tozlanmalar artmakta, bunun sonucu olarak tavukların nefes boruları tahriş olmakta ve solunum yolu rahatsızlıklarının da arü sı görülmektedir. Nemli hava şartlarında kuru hava şartlarına göre yem tüketiminin bir miktar arttışı tespit edilmiştir.
Hava Hızı: Kümeslerde doğal hava hızı iç ve dış hava arasındaki sıcaklık, havanın giriş ve çıkış delikleri arasındaki yükseklik farkına, rüzgarın durumuna, mekanik havalandırmada ise fan kapasitesine ve hava giriş delikleri alanına başlıdır. Kümes içindeki hava hızının tavuklara olumsuz etki yapmaması için belli sınırların üzerine çıkılmamalıdır. Bu da kümes içerisindeki sıcaklık ve nem değerlerine başlıdır.
Farklı sıcaklıklarda hava hızı aşağıdaki gibi olmalıdır:

Sıcaklık (°C) Hava Hızı (m/s)
0 0.15
5 0.28
10 0.56
15 0,91
20 1.15
25 1.46
30 2.16

Kümeslerde Gerekli Hava Miktarı: Kümesler içindeki fazla ısının, nemin ve kirli havanın dışarıya atılabilmesi için yeterli havalandırma sağlanmalıdır. Tavan veya çatıdan başlayan hava çekiş bacası, taban veya tabana yakın yerden başlayan hava çekiş bacasına göre kümesi daha çabuk serinletir.
Civciv kümeslerinde gerekli hava miktarı bir civciv için 0.83 m-Vsaat olmalıdır. Bu değer l kg canlı ağırlık için 3.6-4 m3/saat arasında değişebilir.
Tavuk kümeslerinde beher kg canlı ağırlık için değiştirilmesi gereken hava miktarı kış mevsimi için minimum olarak 0.48-1.4 mVsaat, yaz mevsimi için 3.6 -1 m3/saattir.
Aydınlatma: Kümeslerde istenilen sağlık şartlarını sağlamak ve üretimi artırmak için yeterli olmalıdır. Kümeslerde yeterli aydınlatmanın sağlanabilmesi için gerekli pencere alanının taban alanına oranı 1/15-1/20 arasında olmalıdır.
Karbondioksit ve Amonyak: Kümes havasının kalitesi üzerine karbondioksit (CO2) ve amonyak (NH3) oranları da önemli derecede etki yapmaktadır. Tavuklar kümes havasını devamlı olarak soluduklarından oksijen oranı azalmakta, karbondioksit oranı ise artmaktadır. Altlık ve gübreden çıkan amonyak gazı iyi havalandırılmayan kümeslerde tavuklar için zararlı olmaktadır.
Kümeslerdeki NH3 oranının % 0.003'ün üzerine çıkmaması gerekmektedir. Bu oran % 0.005 olduşunda civcivlerin gözlerinde ve solunuma yollarında tahrişler olmaktadır. C02 oranı ise % 0.3-0.35'in üzerine çıkmaması gerekmektedir.

 

Yalıtım (İzolasyon): Yapı elemanlarından oluşacak ısı kayıbını en aza indirmek amacıyla özel maddeler kullanılarak alman önlemlere "ısı yalıtımı" denir. Yalıtımla soğuk havalarda içeriden dışarıya, sıcak havalarda dışarıdan içeriye olan ısı akımı önlenir. Böylece kümes içindeki gece gündüz sıcaklık farklarından oluşacak sıcaklık değişimi dengelenir. Ayrıca ortamdaki aşırı nem, havalandırma ile dışarı atılarak yüzeylerde yosunlaşması önlenir. Bu sağlanmaz ise çeşitli yapı elemanlarının yüzeyinde nem yoşunlaşarak, bunların kullanım süresini kısaltır. Uygulanan havalandırma sistemleri ile ani sıcaklık değişimlerinin hayvanlar üzerindeki olumsuz etkisi ortadan kaldırılarak verim azalması önlenir. Soğuk ortamda, yem tüketimi, kırık yumurta oram ve yumurtanın iç kalite bozuklukları artmakta ve bu nedenle maliyet önemli ölçüde yükselmektedir. Yazın sıcak aylarda ise iştah ve yem tüketimi azalmakta, yumurtalar küçülmekte ve verim düşmektedir. İklim koşullarına uygun olarak kümeslerin yalıtılması, her ne kadar kümes yapım maliyetini arttırmakta ise de, kışın yapılacak yakıt tasarrufu ve yem tüketimindeki azalmalar bu gideri fazlasıyla karşılayacaktır.
Kümeslerde Duvar Ve Çatı Yalıtımı: Kümeslerde yalıtım denildiğinde, genellikle duvar ve çatı yalıtımı anlaşılmaktadır. Tabanda yapılan yalıtımlar daha çok nemin önlenmesi içindir. Ancak taban için yapılan ısı yalıtımı pek önemli değildir. Yalıtım maddesinin etkenliği ısı iletkenliğinin düşüklüğü, yanmaya, çürümeye, yıpranmaya karşı dayanıklılığı, kolay serilebilirliği, böcek ve kemiricilere karşı dayanıklılığı ve ekonomik olması gibi faktörlerden oluşur.
Teknik olarak duvar yalıtımı farklı iki yapı malzemesi arasına yalıtım malzemesi yerleştirilerek ve neme karşı önlemler alınarak yapılır. Yalıtım malzemeleri sert (polistrafor-köpük), yumuşak (cam yünü ) veya dane şeklinde olabilir. Kullanılacak yalıtım malzemesinin özellikleri göz önüne alınarak nem önleyici bazı malzemelerle birlikte kullanılmasında yarar vardır. Kümes ortamındaki nem, yalıtım malzemesinin içine sızarak yoşunlaşırsa kullanılan yalıtım malzemesinin özelliği önemli ölçüde düşer. Başlıca nem önleyici maddeler; polietilen tabakları (naylon branda ) ve ruberoittir (ziftli kağıt).
Kümes duvarlarında ve çatılarında kullanılacak yalıtım malzemesinin kalınlığı hesaplamalarla kesin olarak belirlenebilirse de, bunun için bazı pratik değerler de kullanılabilir. Örneğin yumuşak iklim bölgelerinde 3 cm, serin iklim bölgelerinde 3-4 cm, sert iklim bölgelerinde 4-5 cm'lik bir yalıtım kalınlığı yeterlidir (kalınlıklar cam yünü ve köpük için geçerlidir). Çatı ve tavan yalıtımı için yumuşak iklim bölgelerinde 5 cm, serin iklim bölgelerinde 6 cm, sert iklim bölgelerinde 7 cm'lik bir yalıtım kalınlığı iyi sonuç vermektedir.
Çatılar duvarlardan çok daha farklı malzemelerden yapıldığı için buradaki ısı akımı, duvardakinden daha fazladır.

Çatılarda kış aylarında ısı kayıbı, yaz aylarında ısı kazancı olmaktadır. Bu çift yönlü ısı akımını azaltmak için, çatı yalıtımının tekniğe uygun şekilde projelenmesi gerekir.
Kümeslerin tavan ve çatılarında saman ve talaş gibi maddelerin kullanılması, hastalık taşıyan canlılar için uygun bir ortam yaratarak hayvanların sağlığı yönünden sakıncalı olur. Bu nedenle çatı yalıtımında cam yünü ve polistrafor gibi yalıtım malzemelerinin kullanılması tavsiye edilir. Ancak çok ucuz olması nedeniyle yukarıda belirtilen maddeler kullanılacaksa hijyenik önlemler alınmalıdır.

KÜMES SİSTEMLERİ C- Kafes Sistemi:Kafeste Yumurta Tavukçuluğunun AvantajlarıKafeste Yumurta Tavukçuluğunu DezavantajlarıKafeslerde Aranılan NiteliklerKAFES TİPLERİKAYIT TUTMA MODERN BİR YUMURTA TAVUKÇULUĞUNUN BAŞARILI SAYILABİLMESİ İÇİN; KAYNAKÇA

Yumurta tavukçuluğunda genellikle 3 tip kümes sistemi kullanılmaktadır. Bunları kısaca şu şekilde özetleıebiliriz:
A- Kalın Altlık Sistemi (Yer Kümesi): Kümes tabanı tamamıyla beton yada sıkıştırılmış topraktan oluşur. Zemin üzerine 10-15 cm kalınlışında altlık serilir. Altlık malzemesi olarak bulunabilirliğine göre; kaba hızar talaşı, pirinç kavuzu, parçalanmış mısır koçanı, sap veya saman gibi malzemeler kullanılabilir. Bu sistem halen broiler yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Her ne kadar ucuza mal olmakta ise de, özellikle iyi havalandırılmayan ve nemli bölgelerdeki kümeslerde altlığın ıslanması ve kesekleşmesi büyük sorunlar oluşturmaktadır. Bu tip kümeslerde m2'ye 4 - 6 tavuk konulabilir.
B- Izgara Sistemi: Izgara sisteminin kullanılmasının amacı alt-lıklı yer kümesinde görülen sorunların ortadan kaldırılmasıdır. Izgara sistemi kullanılan ızgaranın ölçüsüne göre 3'e ayrılır:
l- 2/3 Izgara Sistemi: Kümesin 2/3'ü tahta ızgaralarla, 1/3'ü de altlık ile kaplanmıştır. Izgaralar altlık seviyesinden 20-40 cm yükseklikte olmalıdır. Yemlikler ve sulukların ızgaraların üzerine yerleştirildiği bu sistemde tavuklar günün büyük bir kısmını ızgaralar üzerinde geçirirler. Izgaralar; 2x2.5 cm keskindeki çıtaların 2.5 cm ara ile ve paralel yerleştirilerek yapılır. Izgaralar arasından gübre çukuruna dökülen gübreler, bir yıl boyunca burada biriktirilerek verim yılı sonunda temizlenirler. Kümes genişliğine göre, ızgaralar kümes ortasına, folluklar karşılıklı iki duvar kenarına yerleştirilir. Kümes genişliği 12 m'den fazla ise ızgaralar ortadaki koridorun her iki yanına yerleştirilir. Bu tip kümeslerin içerisine girmeden, koridor boyunca dolaşarak her iki bölmenin yumurtalarını toplamak oldukça kolaydır. Uygun havalandırma koşullarında bu tip kümeslerde m2'ye 8 tavuk yerleştirilebilir.
2-1/3 Izgara Sistemi: Sistem olarak yukarıda bahsedildiği gibidir. Kümesin 1/3'ü tahta ızgaralarla 2/3'ü altlıkla kaplanmıştır.
3-Tam Izgara Sistemi: Bu sistemde kümesin tamamı tahta ızgaralarla kaplanmıştır, altlık giderleri tamamen kaldırılmış olup, ızgaraların ilk yapım masrafı oldukça pahalıdır. Bu sistemde m2'ye 8-10 tavuk yerleştirilebilir.

 

Bu sistemde tavuklar kümes içerisindeki kafeslerde barındırılırlar. Çok iyi bir havalandırma düzenini gerektiren bu sistemin yararı metrekareye düşen tavuk sayısının yüksekliği ile (kafes tipine göre 12-27 tavuk/m2) yer ve işgücünden tasarruf sağlanmasıdır. Ayrıca daha kolay ayıklama daha az yem tüketimi, altlık giderinin ortadan kaldırılması, parazitler, hastalıklar, tüy yolma ve kanibalizmin azalması gibi olumlu yönleri de vardır. Bunun yanı sıra ilk yapım giderlerinin yüksekliği, özel yemleme ve itinalı bakım gereği kafes yorgunluğu ve karaciğer yağlanması, ve kırık-çat-lak yumurta miktarının artması gibi sakıncaları da vardır. Kafesler 2-2.5 mm çapındaki galvanizli tel çubukların 2x5 cm veya 2x6 cm aralıklarla kaynaklanması ile yapılır. Kafes tabanının menli % 15.8 - 17.6 olup, bu meyilde yuvarlanan yumurtalar öndeki yumurta tablalarında toplanırlar. Kafes blokları arasındaki servis yolunun genişliği kafes tiplerine göre 60-75 cm arasında değişebilir. Kafes bloklan kümes içerisinde birden fazla sıra halinde yerleştirilir. Her blokta kafesler tek veya çok katlı olarak dizilir. Bu dizilişler yataı, dikey veya kademeli olabilir.

 

Bu sistemin yer tavukçuluğuna göre üstünlükleri aşağıda maddeler halinde özetlenmiştir.
1. Birim kümes alanına konan tavuk sayısı diğer kümeslerden 4-5 misli daha fazladır.
2. Altlık sorunu yoktur.
3. Yumurtalar daha temizdir.
4. Fazla dolaşıp enerji kaybetmedikleri için yemden yararlanma biraz daha yüksektir.
5. Yere yumurtlama sorunu yoktur.
6. Gurk olma hali çok azdır.
7. Tavuklar ayak altında dolaşmadıkları için bakımları daha kolaydır.
8. Yumurtalar biraz daha ağırdır.
9. Ölüm oranı genellikle daha düşüktür.
10. İş gücü gereksinimi, otomasyona bağlı olarak % 50-80 daha azdır.
11. Tavukların tek tek kontrolü, kötü ve düşük verimlilerin ayrılması daha kolaydır.
12. Gübrenin alta seçmesi ve tavukların birbirleriyle temasının az olması nedeniıle hastalık kontrolü daha kolaydır.
13. Kannibalizm daha düşük düzevdedir.
14. Havvanların kendi yumurtalarını vemelerine ender rastlanır, avnca bu alıskanlısı olan havvanlar kolavca ayıklanır.

 

Kafeste vumurta tavukçuluğunun bir çok avantajları yanında de-zavantaiları şunlardır:

1. Hayvan başına düşen ilk kuruluş masrafları, kafes maliyeti nedeniyle çok fazladır.
2. Çatlak yumurta oranı artar.
3. Yumurtlama döneminde hayvanlar daha fazla ağırlık artışı sağlasalar da, kemiklerin son derece zayıf olması nedeniyle dönem sonundaki piyasa fiyatları düşüktür.
4. Özellikle yazın, gübrede fazla miktarda sinek ürer ve sorun yaratır.
5. Kafes altlarında biriken gübreyi sık sık temizlemek gerekir.
6. Bazı özel kafes hastalıkları nedeniyle özel yemleme gerekebilir.
7. Hareketsizlikten dolayı karaciğer yaşlanması ve buna bağlı ölümlere daha sık rastlanır.
8. Kümes içerisinde daha fazla hayvan barındığı için daha güçlü bir havalandırmaya ihtiyaç vardır.
9. Yumurtlamayanlar düzenli bir şekilde ayıklandığından kafeslerin bir kısmının boş kalmaması için bir miktar yedek tavuk beslenir.

 

- Kafes maliyeti imkan oranında düşük olmalı,
- Parçaları kolayca sökülüp takılabilmeli,
- Dayanıklı olmalı,
- Kolayca temizlenip dezenfekte edilebilmeli,
- Gübre kolayca temizlenip atüabilmeli,
- Kafesin en üst katına rahat erişilebilmeli.

 

Yumurta tavuğu kafes sistemleri yatay, dikey, kademeli ve kom-pakt olmak üzere 4 gruba ayırmak mümkündür. En çok kullanılan dikey kafesler hakkındaki detaylı bilgi aşağıda verilmiştir.
Dikey (Battery) Tip Kafesler: Ülkemizde çok katlı, apartman veya battery tip olarak da anılan bu sistemde sırt sırta dizilen kafesler, üst üste gelecek şekilde yerleştirilirler. Üç, dört veya daha çok

katlı tipleri vardır. Üst kattaki gübre bir alttaki kafes üstüne yerleştirilen raflar veya bantlar üzerine dökülür. En alttaki gübre gübre çukuruna düşer. Gübre, kafesten ve kümesten genellikle otomatik olarak uzaklaştırılır. Yemleme, sulama ve yumurta toplama gibi diğer günlük işler de otomatik olarak yapılır. Kafes blokları arasındaki servis yolu en 90 cm olmalıdır.
İnşaat teknişi bakımından kafes tavukçuluğu kümesleri ile yer tavukçuluğu kümesleri arasında önemli bir fark yoktur. Kümesler de hemen hemen birbirinin aynıdır. Ancak iç tesisatta (aydınlatma, havalandırma ve gübre temizleme vs) bazı hususlara dikkat etmek gerekir.
Kafes tavukçuluğu için koşullara göre kapalı (penceresiz), pencereli, bir veya iki tarafı açık (perdeli) ve derin gübre çukurlu (deep pit) kümesler kullanılabilir. Soğuk bölgelerde genellikle kapalı veya pencereli kümesler kullanılır. Kapalı kümeslerde havalandırma ve aydınlatma tam kontrollü ve mekanik olarak yapılır. Pencereli kümeslerde ise doğal havalandırma ve gün ışığından yararlanılır. Bu kümeslerde pencerelerin toplam alanı kümes taban alanının % 5-25'i arasında değişir. Sıcak ve ılık bölgelerde açık tip kümesler kullanılır. Sıcak bölgelerde genellikle iki tarafı açık, ılık bölgelerde ise bir tarafı (ön taraf) açık kümesler önerilebilir. Açık kısımlara tel kafes gerilir. Bu kısımları hava koşullarına göre açmak veya kapatmak için mekanik sistemle çalışan perdeler kullanılır. Çok sıcak ve kurak bölgelerde üstü kapalı, etrafı kafes teliyle çevrilmiş sundurma şeklindeki yapılar da kafes tavukçuluğu için rahatlıkla kullanılabilir. Ancak tavukların direkt güneş ışığından ve aşın sıcaklıktan korunmaları için gerekli önlemler alınmalıdır.
Kafes tavukçuluğunda elde edilen gübre ıslak olduğu için hemen kullanılamamakta ve yetiştiriciye sorunlar yaratmaktadır. Özellikle gübre sık sık kümesten atılmak zorundadır. Bu sorunu ortadan kaldırmak amacııla deep-pit denilen derin gübre çukurlu kafes kümesleri yapılmaktadır. Gübre kümes altındaki boşluğa düşmekte buradan çukurun derinlisine göre 2-3 ııl bekletilebilmektedir. Fakat bu tip kümeslerde ortaya çıkan aşırı gübre kokusu ve sinek çözümlenebilmesi oldukça güç sorunlar olarak kalmaktadır. Bu sorunlar çok iyi yapılan havalandırma, insektisit uygulaması biriken gübrenin gübre çukuru içine yerleştirilen fanlarla kurutulması gibi önlemlerle kontrol altına alınabilmektedir.

 

 

Düzenli olarak tutulan kayıtlar, tavukçuluğun her döneminde büyük önem taşır. Zira bu kayıtlar, geçmişte ne olduşunu bildirir ve buna göre geleceğin planlanması imkanını sağlar. Kayıtların gereksiz yere fazla geniş tutulması karışıklıktan başka bir şey sağlamaz. Ölümler, yumurta verimi ve yem tüketimi gibi kayıtlar günlük olarak tutulur. Bunlar, önce haftalık olarak, daha sonrada tüm verim yılını içerecek şekilde özetlenir.
Büyütme döneminde tutulacak kayıtlar;
l- Civcivlerin ırkı ve nereden alındığı,
2 -İlaçlama ve aşılama programı,
3- Uygulanan yemleme programı,
4- Yem tüketimi,
5- Canlı ağırlık,
6- Ölümler,
7- Ayıklananlar.
Tüm yumurtlama dönemine ait kayıtlar şunları içermelidir.
1. Hayvan sayısı,
2. Sürüden eksilenler,
3. Toplam yumurta verimi,
4. Yem tüketimi,
5. l kg. yumurta için tüketilen yem miktarı,
6. Hayvanların % 5 verime ulaşma yaşı,
7. % 5 verime ulaşıldığında eldeki hayvan sayısı,
8. %5 verimdeki canlı ağırlık,
9. Konan her hayvan başına toplam yumurta üretimi,
10. Yumurta ağırlığı,
11. Dönem sonu canlı ağırlık.
 

 

 

- TAVUK BAŞINA YILLIK YUMURTA VERİMİ EN AZ
280 OLMALIDIR.
-1 KG. YUMURTA İÇİN YEDİRİLEN YEM MİKTARI 2.0 - 2.2 KG ARASINDA OLMALIDIR.
- YUMURTLAMA DÖNEMİNDE AYLIK ÖLÜM ORANI EN ÇOK % l OLMALIDIR.
- ÇOK KÜÇÜK VEYA SATIŞA UYGUN OLMAYAN YUMURTALARIN ORANI EN FAZLA % 5 OLMALIDIR.
- KIRIK YUMURTALARIN ORANI % 2'Yİ GEÇMEMELİDİR.

BU HEDEFLERE ULAŞABİLMEK İÇİN;
- ELDEKİ SÜRÜ YETERLİ BÜYÜKLÜKTE OLMALIDIR. SÜRÜ BÜYÜKLÜĞÜ NE KADAR ARTARSA, KAZANÇTA O KADAR ARTAR.
- KULLANILAN TAVUKLAR YÜKSEK VERİMLİ OLMALIDIR.
- BESİN MADDELERİNCE İYİ DENGELENMİŞ KARMA YEMLER KULLANILMALIDIR.
- KÜMESLERİN TEMİZ, NEMSİZ VE NORMAL SICAKLIKTA OLMALARI SAĞLANMALIDIR.
- İŞ GÜCÜNÜN EN ELVERİŞLİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLMESİNİ SAĞLAYACAK ETKİN ÖNLEMLER ALINMALIDIR.
- KALİTELİ YUMURTALAR ÜRETİLMELİDİR. PAZAR ŞARTLARI İYİ TAKİP EDİLMELİDİR.
- TAVUKLAR 19 AYLIK OLDUKTAN SONRA VERİM DIŞI BIRAKILMALIDIR.

 

 

Akbay, R., 1973. Kümeslerde Aydınlatmanın Tavuklarda Çeşitli Verimler Üzerindeki Etkileri. TAPGEM Yayınları No: l, Ankara.
Akbay, R., 1982. Bilimsel Tavukçuluk. Güven Matbaası, Ankara.
Akpınar, C., 1976. Tavukçulukla Kısıtlı Yemleme Uygulamalarına İlişkin Bazı Görüşler. Yem TKİ, Yem Bülteni, Cilt l, Sayı, s. 22-25.
Aksoy, A., S. Haşimoğlu., A. Çakır., 1981. Besin Maddeleri ve Hayvan Besleme. Atatürk Üniversitesi Yayınlan No: 570 Erzurum.
Anonymous. Yumurtacı Beyaz Kraliçe Bakım Klavuzu, Shaver 2000. Koçman, Bursa.
Anonymous. Teknik El Kitabı. Altın Tavuk Tarım İşletmeleri A.Ş. Pendik, İstanbul.
Boğa, A.G., 1987. Kafes Tavukçuluğu İle İlgili Sorunlar. TAE Teknik Tavukçuluk, Sayı 56, Ankara.
Gürsoy, N., 1987. Tavukçulukta Temel Bilgiler ve Önemli Hastalıklar. Tur Ofset, İstanbul.
Koçak, M., 1994. Gaga Kesme İlkeleri ve Makinaları. Tarım Maki-naları Bilimi ve Tekniği Dergisi, Cilt: 3, Sayı: l, Sayfa 25-29, Ankara.
Özen, N., 1989. Tavukçuluk. Yetiştirme, Islah, Besleme, Hastalıklı Et ve Yumurta Teknolojisi. 19 Mayıs Üniversitesi, Samsun.
Şenköylü, N., 1995. Modern Tavuk Üretimi. Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Tekirdağ.

Yumurtacı civcivler yumurtadan çıktıktan sonra ilk 6 hafta civciv yemi ile beslenirler. Civciv yeminin enerji ve protein düzeyi yüksektir. Bunun nedeni hızlı bir büyüme dönemi olan civciv döneminde, büyüme için yeterli besin maddelerinin sağlanmasıdır. Bu dönemde rasyonun en az % 20 protein 2800 kcal./ kg. metabolik enerji içermesi gerekir.

Civcivlere yedirilecek yemler ince yem formunda olmalıdır. Pe-let yemler kırılarak veya ezilerek verilmelidir. Kırılmış peletlerin iri taneli olması kadar, ince yemin fazla ince öğütülmüş olması da sakıncalıdır. İnce yemler gagaya yapıştışı için civcivler tarafından yeterince tüketilemezler.
Civcivler yerlerine gelmeden önce % 3-5 oranında şeker ihtiva eden su hazırlanarak suluklara doldurulmalıdır. Yem yemeden önce hayvanların bu sudan içmeleri sağlanmalıdır, şekerli suyun amacı boş olan barsaklardaki atık maddelerin atılması ve yumurtadan yeni çıkmış olan civcivlere enerji vererek dirençlerinin arttırılmasıdır. Civcivlere ilk gün verilen şekerli su ikinci gün bitmemişse dökülür, şeker mikrobiyal faaliyetler için uygun bir ortam oluşturduğu için suluklar iyice yıkanır ve temiz su ile doldurulur. Civcivlere bu şekerli suyu içmelerinden 2-3 saat sonra yem verilir. Civcivlerin dışkıları ilk birkaç gün içerisinde fazla suludur. Sulu dışkı civcivlerin arkasına yapışarak kurur ve geriyi tıkar. Bu durumu önlemek için civcivlere kırılmış mısır verilmesinde fayda vardır. Bunlar yemliklere koyduğumuz yemin üzerine serpilir. Uygulama 2-3 gün sürdürülür.

Civcivlere yem yemeyi öğreninceye kadar özen gösterilmelidir. Önlerinde sürekli ve en kolay ulaşabilecekleri yerde yem bulundurulması gerekmektedir. Civcivlere ilk günlerde yemlemek için özel ekipmanımız yoksa, tablalar veya viyoller kullanılabilir. 100 civcive 2 viyol yeterlidir. Civcivlerin yem yeme durumları sık sık kontrol edilerek, aydınlatma ve ısıtmanın iyi bir şekilde yapılmasına özen gösterilmelidir. Yemlikler soğuk bir ortamda ise civcivler buralara gitmek istemezler. Aç kalmaları halinde geüşmez ve ölümlere varacak kadar canlı ağırlık kayıpları görülebilir. Civcivlere daima kaliteli yem yedirilmeli ayrıca bir katkı yapılmamalıdır. İlk günlerde kullanılan viyol veya tablalar üçüncü günden itibaren kademeli olarak bir hafta içerisinde değiştirilerek normal yemliklere geçilmelidir. Askılı yemlikler ilk günlerde yere konulmalı, yavaş yavaş yükseltilmelidir.

 

6 haftanın sonunda yumurta civciv yeminden, piliç büyütme yemine geçilir. Piliç büyütme yemi 7. haftanın başından 13. haftanın sonuna kadar piliç büyütme yemi 14. haftadan 18. haftaya kadar piliç geliştirme yemi verilir. Piliç büyütme yemi en az % 16 protein ve 2750 kcal./kg. metabolik enerji, piliç geliştirme yemi ise en az % 13 protein ve 2750 kcl./kg. metabolik enerji içermelidir.

Tavuklar iç güdüsel olarak alıştıkları bir yemden, başka bir yemi yemek istemezler. Ani yem değişikliğinde strese girerler. Civciv yeminden piliç yemine, piliç yeminden tavuk yemine geçişte yada diğer yem değişikliklerinde yem bir haftalık süre içinde değiştirilmelidir. Eski yemle yeni yem karıştırılarak verilir. Eski yemin miktarı ilk gün % 70 olmalıdır. Bu miktar her gün azaltılarak bir hafta sürede tedricen yeni yeme geçirmelidir.
 

 

Sınırlı yemleme ile cinsi olgunluk yaşının ve canlı ağırlığın kontrol altına alınması bir sonraki dönemde hayvanın verimi ve sağlığı üzerinde olumlu etkiler yapmaktadır. Sınırlı yemleme ile piliçlerin yaşlanmaya çok yatkın oldukları dönemlerde, bu eğilimleri kontrol altına alınmaktadır. Yağlanma verimi olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yanında yem maliyeti de azalmaktadır. Sınırlı yemleme değişik şekillerde uygulanmaktadır. Bunların başlıcaları;
l-Verilen yem miktarının azaltılması,
2-Günlük yemleme süresinin azaltılması,
3-Haftanın belirli günlerinde aç bırakma,
4-Yemin enerji veya protein düzeyinin azaltılması.
Sınırlı yemlemeye 7. haftadan 18. haftaya kadar devam edilebilir. Sınırlı yemleme uygulandığı sırada beklenmedik kötü bir etki görülürse, serbest yemlemeye geçilir. Sınırlı yemlemenin başlıca faydaları şunlardır;
1- Toplam yumurta verimi artar,
2- Özellikle ilk dört hafta yumurta ağırlığı fazladır,
3- Yemden yararlanma olumlu yönde etkilenir,
4- Yumurta verim döneminde ölüm oranı azalır,
5- Hayvanlar daha az yem tüketeceği için yem masrafları düşer. Piliçlerde sınırlı yemlemeye başlamadan önce sürünün üniform olmasına dikkat edilmelidir. Piliçlerin sağlıklı gelişmesi ve istenilen verim düzeyine beraber ulaşması için bir örneklik (üniformite) sağlanmalıdır. Bunun için hayvanlar 5-6. haftalardan itibaren periyodik olarak tartılmalıdır. Tartılan piliçlerin ortalaması alınır ve bu ortalamanın %10 altı ve % 10 üstü sınır olarak kabul edilir. Bu sınırların içerisinde olan hayvanların oranı %80 ve üzerinde ise Uniformite olumlu demektir. Uniformite ne kadar yüksek ise yumurtlama döneminde pik verimi o kadar iyi olur.

 

18. haftadan sonra birinci dönem yumurta tavuk yemine kademeli olarak geçilmelidir. Bu yem 42. haftaya kadar verilir. Daha sonraki verim çağında ikinci dönem yumurta tavuk yemi yedirilmelidir. Ülkemiz şartlarında yumurtacı bir tavuğun günlük yem tüketimi 110 - 125 gr.'dır. Bu miktar tavuk cinsine, yemlik sistemine, yem kalitesine, ısı derecesine ve yumurta randımanına göre farklılık gösterir. Yumurta tavuğu rasyonları birinci dönemde (20 - 42. hafta) en az % 16 protein 2650 kcal./kg. metabolik enerji, ikinci dönemde (42 - 74. hafta) % 15 protein 2650 kcal./kg. metabolik enerji içermelidir.

 

Kullanılan gritin büyüklüğü hayvanın yaşı ile ilgilidir. İlk hafta ince, 10. haftaya kadar orta, daha sonra iri grit kullanılmalıdır. Grit ilk hafta yemin üzerine serilir. Daha sonra 100 tavuğa yarım kilogram olacak şekilde ayrı bir yemlikte verilir. Grit yeterince küçüldükten sonra taşlıktan ileri bölümlere giderek vücuttan atılır. Grit yem tüketiminde % 10-15 azalma sağlar ki bu oran maliyet açısından çok önemlidir. Çok ince öğütülmüş yemlerin taşlıkta meydana getirdikleri erozyonlar ve hemoraji grit verilerek düzeltilir. Yeterli grit alınamaması durumunda altlıktaki tüy ve benzeri fibröz yapıdaki maddeler yenir ve taşlıkta topaklanmalar olur. Bu yüzden tavuklar ilk haftadan itibaren başlanarak yumurta dönemi sonuna kadar mutlaka uygun ebat ve miktarlarda grit verilmelidir.

 

Hayvanların tem tüketimi önceden hesaplanarak, yem siparişleri zamanında verilmelidir. 15 günden fazla yetecek yem alınmamalıdır. Yem getiren araçlar işletmeye girmeden önce mutlaka dezenfekte edilmelidir. İhtiyaçtan fazla alınan yem bayatlar. Aldığımız yemin bayat olmaması için üretim tarihine bakmakta yarar vardır. Küçük sorunlar yüzünden yem alınan bayi veya fabrika sık sık değişti-rilmemelidir. Her fabrikanın kullandığı ham madde aynı değildir. Bu nedenle yemin yapısındaki besin maddeleri aynı olsa bile, hayvanlar bu yem değişikliğinden olumsuz yönde etkilenecektir. İyi bir karma yem nemsiz, akıcı, burnu rahatsız edici kokusu olmayan yemdir. Yemlerin un gibi ince olması veya çok iri taneli* olması istenmez. Ayrıca homojen bir şekilde karıştırılmış olmaları gerekir. Yem torbasının üzerinde yemin cinsini tanımlayan kart mutlaka bulunmalı, kullanılmamış bir ambalaj maddesi içerisine konmuş olmalıdır.
Yem deposu kuru, havadar ve temiz olmalıdır. Yem çuvallarının altına tahtadan bir ızgara konulursa, yemlerin alttan bozuşması önlenir. Yem istifleri ile duvar arasında en az 10 cm. boşluk bırakılmalıdır. İstifler 5 çuvaldan fazla yükseltilmemeye çalışılmalıdır. Zararlılarla iyi bir mücadele yapılmalıdır.
Uygun olmayan koşullarda bulundurulan, usulüne göre depolanmamış yemler üzerinde mantarlar üremektedir. Yemlerin rutubetli, sıcak, karanlık veya loş yerlerde depolanması mantarların üremesini arttırır. Yemlerde üreyerek toksin sentezleyen bir çok mantar türü vardır. Bunlardan aspergillus türünün sentezlenmiş olduğu aflatok-sin günümüzde büyük sorunlar yaratmaktadır. Aflatoksin tavuklara en fazla zarar veren zehirli maddelerin başında gelmektedir. Afla-toksinli yemlerle beslenen hayvanlarda gelişme durur. İştahsızlık, durgunluk, yumurta veriminde düşme, yumurta kalitesinde bozulma, kuluçka randımanında düşme, kan lekeli yumurta sayısında artma ve bağışıklık sisteminde bozulma görülür. Aflatoksin düzeyi yüksek olursa hemen ölümler meydana gelir. Bu nedenlerle yem depolama özel bir itina gerektirmektedir.

Bugün yeryüzünde yetiştirilen tüm ticari yumurta sürülerinin % 65-70' i kafeslerde barındırılmaktadır. Kafesler, yumurta tavukları için olduğu kadar civciv ve piliçler için de kullanılmaktadır. Buna göre hayvanlar yalnız civciv veya piliç dönemlerini kafeslerde geçirebildikleri gibi, civciv, piliç ve yumurta dönemlerini aynı kafeslerde geçirmeleri mümkündür. Bu ikinci durumda civcivler kafeslerin bir kısmına konmakta ve hayvanlar büyüdükçe boş kafeslere aktarma yapılmaktadır. Bunda, kümesten kümese taşıma olmadığı için fazla bir stres söz konusu değildir; ayrıca kümesin boş kaldığı sürede fazla değildir, tster yerde, ister kafeste büyütülmüş olsunlar, piliçler yumurta kafeslerine aktarılacaklarsa bu işin 16 - 18'inci haftalar arasında yapılması uygundur.
Böyle yapılırsa, piliçlere yumurtlamaya başlamadan önce taşıma stresini üzerlerinden atmak için yeterli süre bırakılmış olur. Kafes tipleri hakkında ayrıntılı bilgi barınaklar bölümünde verilmiştir.
Aşırı sıcakların yakıcı etkisi kafes tavukçuluğunda ve özellikle açık kümeslerde daha fazladır. Çünkü kafeste bulunan hayvanın vücudu tamamen sıcak hava ile çevrilmiş olup, sığınabileceği serin bir yer yoktur.
Kafes tavukçuluğunda her hayvana ayrılacak kafes alanı ırka ve yaşa göre değişir. Eğer hayvan sayısı gerektiğinden fazla ve çok sıkışık olursa ;
- Büyütme döneminde yeterli ağırlık artışı sağlanamaz.
- Ölüm oranı artar.
- Yumurta döneminde verimleri azalır.
- Yumurtalar küçük olur.
- Yumurta kalitesi düşer.
- Kannibalizm ortaya çıkar
- Kümes içi havalandırma sorunları artar.

Buna karşılık, birim alana ne kadar fazla hayvan konursa, hayvan başına düşen yatırım harcamaları ve bakım masrafları da o kadar az olur. Ekonomik olarak birim alana konabilecek maksimum hayvan sayısı; kafes büyüklüğü, hayvan başına düşen yemlik alanı, kafeslerin kaç sıra oldukları, uygulanan aydınlatma programı, kümesin planlanışı ve ısı değişmeleri gibi faktörlere bağlı olarak farklılıklar gösterebilir. Kafes tavukçuluğunda hayvan başına ayrılması gereken alan aşağıdaki gibidir.

  14. haftaya kadar (cm2) 18. haftaya kadar
(cm2)
18.haftadan sonra
(cm2)
Beyaz Yumurtacı Irklar 232 290 387
Kahverengi Yumurtacı Irklar 277 355 484

Her hayvana ayrılacak alandan başka kafes büyüklüğü de önemlidir. Hayvan başına düşen alan değişmeksizin hayvan sayısı arttıkça, yani kafesler büyüdükçe yumurta verimi, yumurta ağırlığı ve yemden yararlanmada bir değişiklik olmamakla beraber tavukların yumurtlama dönemindeki canlı ağırlık kazançları daha fazla olmakta, yumuşak kabuklu yumurta sayısı azaldığı halde, kırık yumurta oranı artmaktadır. Yapılan araştırmalar kafeslerin her birine 4 tavuk konacak büyüklükte yapılmalarının en ekonomik sonuçları verdiğini ortaya koymuştur.

 

Tavukçulukta başarı, yüksek verimli hayvanların kullanılmasının yanı sıra, pazar şartlarının uygun olması, iyi bir çiftlik yönetimi, hastalık ve parazitlerden korunma, yeterli ve ekonomik beslenme gibi faktörlerle yakından ilişkilidir. Sürünün genetik potansiyeli ne kadar yüksek olursa olsun, çevre faktörlerini oluşturan bakım ve besleme koşulları uygun olmadıkça kendisinden beklenen verim düzeyine ulaşması imkansızdır. Besleme, üretimin karlı olması açısından ayn bir önem taşımaktadır. Çünkü tavukçuluk işletmelerinde yem harcamaları, tüm harcamaların % 70'ine ulaşmaktadır. Bu nedenle kazanç getiren bir tavukçuluk için, ucuz fakat yeterli besleme zorunludur.

Ayrıca besleme gerek yumurta, gerekse tavuk etinin kalitesini de önemli derecede etkilemektedir. Yapılan çalışmalar, yemin miktar ve kalitesi ile canlı ağırlık artışı, yumurta ağırlığı, deri ve yumurta sarısının rengi, vücut ağırlığı, yumurta kabuk kalitesi, yumurtanın vitamin ve yağ asidi kapsamı, tavuk eti ve yumurtanın lezzeti arasında yakın ilişki bulunduğunu ortaya koymaktadır.

Tavukçulukta son yıllarda elde edilen büyük başarılarda besleme alanındaki buluşların ve bunların yem endüstrisi ile tavuk besleme pratiklerine aktarılmasının çok önemli payı vardır. Nitekim yapılan çalışmalar sonunda l kg. canlı ağırlık için harcanan yem 1.8 kg.'ı, l kg. yumurta için harcanan miktar da 2.1 - 2.2 kg.'ı pek geçmemektedir.

 

Tavukların sindirim sistemlerinin vücut büyüklüklerine göre diğer hayvanlardan daha kısa olması ve sindirim sisteminde önemli bir mikroorganizma popülasyonunun bulunmaması göz önüne alınarak tavuk beslemede bilinmesi gereken özellikler aşağıdaki gibi özetlenebilir.

Tavuklar yemlerde bulunan sellülozdan yararlanamazlar. Çünkü sindirim sistemlerinde bunu parçalayacak sellüloz enzimi salgılan-mamaktadır. Ayrıca, tavuklar yemlerin ham sellüloz kesimini oluşturan lignin, pektin, ağar ve kitin gibi bileşikleri de sindiremezler.

Tavuklar genel olarak enerji gereksinimlerini karşılamak için yerler. Başka bir deyişle, bunu karşılayıncaya kadar yerler; diğer besin maddelerinin karşılanmasını ve karınlarının doymasını beklemeden yem yemeyi keserler. Buna karşın rasyonun enerji düzeyi düşük ise, fazla yiyerek açığı kapatmaya çalışırlar. Ancak, enerji düzeyi çok düşük ise, hayvanın sindirim sisteminin kapasitesi ve dolayısıyla yem yeme kapasitesi sınırlı olduğundan çok yiyerek enerji açığını kapatamaması söz konusu olabilir. Eğer rasyonun enerji düzeyi çok yüksek olursa, bu kez de hayvanlar enerji gereksinimlerini erken karşılayarak yem yemeyi kesecekleri için, rasyonda bulunan diğer besin maddelerinin alınmaması durumu ile karşılaşılabilir. Kaba bir değer vermek gerekirse rasyonun enerji kapsamının % l azalması veya çoğalmasının yem tüketiminin % 0.8 artmasına veya azalmasına neden olduğu söylenebilir.

Tavuklarda tat duygusu, koku alma duygusundan daha iyi gelişmiş olmakla beraber yine de sınırlıdır. Buna rağmen tercih hakkı tanındığında, mısır ve buğdayı, arpa, yulaf ve çavdara, açık veya parlak renkli yemleri; koyu veya mat renklilere, iri öğütülmüşleri çok ince öğütülmüşlere, hafif nemlileri kuru yemlere tercih ederler.
Tavukların yemlerde bulunan bazı toksik maddelere karşı duyarlılıkları çok yüksektir. Örneğin, rasyonlarda soya fasülıesinde bulunan tripsin inhibitörü, sorgum da bulunan tanninler, kolza küspesinde bulunan erucic asit ve pamuk tohumu küspesinde bulunan gossi-pol. Rasyonlarda bu ham maddelerin oranlarına dikkat edilmemesi tavuklarda önemli arazlar yaratır, verimi düşürürler.

 

l-Enerji Gereksinimleri: Tavuklar yemdeki enerjinin tamamuı-dan yararlanamazlar. Bir miktar enerjiyi gübre ile, bir miktar enerjiyi idrar ile ve yine bir miktar enerjiyi de ekstra ısı kayıpları yolu ile kaybederler. Geriıe kalan enerji ise net enerji (NE) olup tavuklar tarafından kullanılan enerjidir.
Yemdeki enerji-protein dengesi çok önemlidir. Yüksek enerjili yemde protein de yüksek, düşük enerjili yemde protein de düşük olmalıdır. Çünkü tavuklar yüksek enerjili rasyondan az, düşük enerjili rasyondan fazla tüketerek enerji ihtiyaçlarını karşılarlar. Bu sebeple protein ihtiyaçlarını da karşılayabilmeleri için enerji-protein oranının dengede olması gerekir.
Rasyondaki enerji azaldıkça yem tüketimi artar. Düşük enerjili yemle beslenen civcivlerde büyüme durur, yaş depolan azalır. Vücutta az miktarda depo edilen glikojen kullanılır, onu takiben yaşlar ve son olarak vücut proteinleri kullanılır ve hayvan ölür.
2-Protein Gereksinimleri: Proteinler aminoasitlerden oluşur. Aminoasitler yüksek molekül ağırlığına sahip organik bileşiklerdir. Tavuklar ruminantlar gibi kendileri için zorunlu olan aminoasitleri sentezleyebilme yeteneğine sahip değillerdir. Özellikle 13 aminoa-sidin yemlerle birlikte verilmesi zorunludur. Bunlar arasında 2 aminoasit rasyonlarda sık sık eksik kalmaları nedeniyle bir ayrıcalığa sahiptir. Bunlar lizin, metiyonin dir.
Yumurta tavuğu rasy onlarında % 15-18 ham protein olmalıdır. Tek mideli olan tavuklarda proteinin miktarından çok kaynağı ve kalitesi önemlidir. Proteinin kalitesi; sindirilme oranı ve aminoasit miktarıyla ilgilidir. Aminoasit ihtiyacının optimum düzeyde karşılanabilmesi için rasyonda birden fazla protein kaynağının kombinasyonu gereklidir.
3- Mineral Madde Gereksinimi: Tavuklar hayatlarının her döneminde belirli miktarlarda mineral maddeıe gereksinme duyarlar. Bunlar içerisinde en önemlileri kalsiyum ve fosfor' dur. Kalsiyum tek başına değil fosforla birlikte bulunur. Civciv ve piliç rasyonla-rında genellikle % l kalsiyum, % 0.5 fosfor bulunur. Yumurta tavuğu rasyonlarında ise % 3-4 kalsiyum, % 0.7-1 fosfor bulunur.
Kalsiyum eksikliğinde yem tüketimi azalır, büyüme geriler, bazal metabolizma yükselir, aktiviteler azalır, raşitizm görülür, anormal duruş ve yürüyüş olur, yaşam kısalır, yumurta verimi düşer ve yumurta kabuğu incelerek kalitesi bozulur.
4- Vitamin Gereksinimi: Vitaminler yaşam için gerekli esansiyel maddelerdir. Canlı hücrede cereyan eden her kimyasal reaksiyonda bir veya daha fazla vitamin etkili olmaktadır. Vitaminler iki gruba ayrılır. Bunlar ,
a. Yağda eriyen vitaminler ( A, D, E ve K vitaminleri )
b. Suda eriyen vitaminler ( B grubu vitaminleri ve C vitamini) Yağda eriyen vitaminler vücutta karaciğerde depolandığı halde suda eriyen vitaminler önemli ölçüde depolanamazlar.
Bütün vitaminlerin, rasyondaki ham maddelerle karşılanması mümkün değildir. Bu nedenle eksiklikler çeşitli firmalar tarafından çıkarılan premikslerle karşılanmaktadır. Özellikle bunlardan vitamin B12 'nin hayvansal kökenli yemlerde bulunması, rasyona mutlaka hayvansal kökenli ham maddelerin katılmasını gerektirmektedir.

1- Kümeste daha önceden kalan tüm altlık temizlenerek çiftlikten mümkün olduğunca uzak bir yere götürülmelidir.
2- Kümesin etrafı iyice temizlenerek yabancı otlar, çöpler ve diğer artıklar toplanıp uzaklaştırılmalıdır.
3- Zemin iyice temizlenmeli ve tüm zemin basınçlı su ile iyice yıkanarak ardından da yüksek dozla dezenfekte edilip kurutulmalıdır.
4- Kümes içerisinde bulunan tüm ekipmanlar (yemlik, suluk vb.) yıkanıp dezenfekte edilmelidir.
5- Kümesin tamamı kapatılarak fümige (tütsüleme) edilmeli ve 24 saat sonra kümes iyice havalandırılmalıdır.
6- Eğer mümkünse kümese civciv gelmeden önce her seferinde bütün duvarlar kireçle badana edilmelidir.
7- Yere temiz ve kuru altlık serilmelidir. Altlık olarak talaş, sap, saman, kavuz vb kullanılabilir.
8- Kümesler en az 1-2 hafta boş bırakılmalıdır. Bu işlem, dezenfeksiyon ve tütsüleme ile ölmeyen mikroorganizmaların hayat devrini parçalayarak ölmelerini sağlar.
9- Kümes içerisindeki bütün ekipmanlar (perde, kablo, vantilatör, ana makinaları, ısıtıcılar ve ampüller) gözden geçirilerek onarılmalıdır.
10- Kümes giriş - çıkışlarındaki havuzlar boşaltılıp ovularak temizlenmeli ve yeniden doldurulmalıdır.
11- Gerek temizlik anında, gerekse ondan sonra kümes içerisine kimse sokulmamalıdır.
12- Civcivler kümese gelmeden 24 saat önce kümes sıcaklığı ayarlanmalı bu sıcaklık ısı kaynakları altında 32-35 derece, oda içerisinde 26-27 derece olmalıdır.

 

1-Civcivleri getiren aracın mutlaka dezenfekte edilmiş olması gerekir. Civcivler, araçtan kümeslere, çiftliğin yıkanmış ve temiz elbiseler giymiş kendi personeli tarafından taşınmalıdır.
2-Plastik ve diğer yıkanabilir maddelerden yapılmayan civciv kutuları hemen imha edilmelidir.
3-Civcivler geldiğinde önce birkaç kutu açılıp genel durumlarına bakılmalı ve ondan sonra kalanlar kümese indirilmelidir.
4-Civcivler kutuların kapağı açılarak ısıtıcıların yanına yavaş bırakılmalıdır.
5-Civcivlerin aşılarının yapılıp yapılmadığı kuluçkahaneden öğrenilmeli eğer yapılmamışsa önce aşıları yapılıp daha sonra ana makinalarının altına konulmalıdır.

 

Kümeslere gereğinden fazla hayvan koymak yığılmalara ve çeşitli hastalıklara neden olacağından büyütme dönemindeki telefatın artmasına sebep olacaktır.

Metrekareye Konacak Civciv Sayısı

YAŞ (Hafta) YERDE KAFESTE
0-2 40

 

75

 

2-4

 

30

 

60

 

4-7

 

20

 

-

 

Civcivler kümese konulduktan sonra şu hususlara dikkat edilmelidir.

1-Isı kaynağı yeterli olmalıdır.
2-Isıtıcıların altına fazla hayvan konulmamalıdır.
3-Hava cereyanı engellenmelidir.
4-Aydınlatma yeterli olmalıdır.
5-Yemlik ve suluk miktarları iyi hesaplanmalı ve yeterli olmalıdır.
6-Isı ve nem miktarı iyi ayarlanmalıdır.
7-Altlık kuru olmalıdır.

 

Yaş (Hafta) Civciv Seviyesindeki Sıcaklık (derece) Kümes Sıcaklığı (derece) (Yerden 1 m. Yüksekte)
1

 

2

 

3

 

4

 

5

 

6

 

32-35

 

32

 

30

 

27

 

25

 

23

 

27

 

24

 

22

 

20

 

20

 

18

 

 

Civcivler su içmesini ve yem yemesini çok çabuk öğrenirler. Her ne kadar kuluçkadan çıktıktan sonra 72 saat yemsiz ve susuz yaşayabilirlerse de bu istenmeyen bir durumdur ve gelişmeyi etkiler. Civcivler kuluçkadan çıktıktan en geç 24-48 saat sonra yem yemeye ve su içmeye başlamış olmalıdır. Bu süre ne kadar az olursa, o kadar olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Civcivlerin biyolojik fonksiyonlarında su çok büyük önem taşır. Su vücut ısısını düzenler, bünyeyi serinletir ve ısıyı aynı seviyede muhafaza eder. Hazım sisteminin düzenli çalışmasında, metabolizmada ve artıkların elemine edilmesinde büyük rol oynar.

Civcivlerin ilk haftasında civciv başına 2 cm suluk kenarı hesap edilir. 15 günden sonra civciv başına 2,5 cm kenar uzunluğu hesap edilerek ve yükseklikleri ayarlanarak normal askılı suluklar kullanılabilir. Civcivler suluklara alıştıktan sonra, altlığın sulukların içine girmesini önlemek için altlık seviyesinden 2-3 cm yükseltilmelidir.

Civcivler geldiğinde su ısısı 17-22 derece civarında olmalı ve taze su temini sağlanmalıdır. Uzun süre bekletilmiş ve bayatlamış su kullanmamaya özellikle dikkat edilmelidir.

Civciv sulukları mümkünse her gün düzenli şekilde fırçalanarak temizlenmelidir. 3 haftadan itibaren en az haftada bir kez bu işlem tekrar edilmelidir. Temizleme sırasında az miktarda dezenfektan kullanmak bazı zararlı mikroorganizmaları yok etmek açısından faydalıdır. Ancak aşılar kullanılacağı zaman dezenfektan kullanılmamalıdır. Çünkü dezenfektanlar aşıların aktivitelerini düşürmekte, hatta bazen inaktif hale getirmektedirler.

Civcivlere ilk günden itibaren temiz, taze ve hayvanların ihtiyacı olan besin maddelerini ihtiva eden kaliteli yemler verilmelidir.

Civcivler ilk hafta özel olarak yapılmış plastik, mukavva veya yumurta viyollerini yemlik olarak kullanalabilirler. Üçüncü haftadan sonra ise yuvarlak yarı otomatik askılı yemliklerden ya da otomatik yemliklerden yaralanılmaya başlanmalıdır. Ancak küçük yaşlarda yuvarlak yemliklerde yemlik seviyesinin hayvanların yiyebileceği şekilde ayarlanmasına dikkat edilmelidir.

Plastik civciv yemliklerinin bir adedi 50 – 60 civciv için yeterli olmaktadır. Eğer uzun yemlik veya zincir sistemi vb otomatik yemlikler kullanılıyorsa civciv başına 4 cm yemlik alanı ayrılmalıdır. Yuvarlak yemliklerde ihtiyaç duyulan yemlik mesafesi düz yemliklerdeki değerin % 60' ı kadar olmalıdır.

 

Kannibalizm, her yaştaki civciv, piliç ve tavuklar arasında görülen ve yetiştiricilerin asla ihmal edemeyeceği kötü bir alışkanlıktır. Zira, bu durumdaki hayvanlar birbirlerinin kloaka (geri) veya kloakanın hemen altındaki karın bölgelerini, başlarını, parmaklarını, kanat ve kuyruklarını gagalayarak ciddi yaralara yol açarlar.

Kannibalizmin başlıca nedenleri şunlardır:
1-Yemlik, suluk ve follukların yetersiz olması
2-Yemin protein ve esansiyel aminoasitler bakımından tamamen noksan veya yetersiz olması
3-Birim alana normalden fazla hayvan konulması,
4-Sinirlilik ve aşırı heyecan,
5-Aşırı sıcaklık,
6-Aşırı aydınlatma,
7-Yaralı ve sakat hayvanların sürüden ayrılmaması,
8-Bazı tavukların gerilerinin dışarı fırlaması (prolapsus),
9-Her türlü stres durumu,
10-Sürüde folluk yerine, yere yumurtlamakta direnen hayvan olması,
11-Follukların fazla aydınlık olması,
12-Hayvanların aç veya susuz bırakılması,
13-Çiftleşme sırasında meydana gelen hırpalanma veya yaralanmalar,
14-Sadece pelet yem kullanılması,
15-Dış parazitlerin yol açtığı yaralar,
16-Farklı yaş, ırk ve renkteki hayvanların bir arada tutulması,
Kannibalizm bu faktörlerden bir veya bir kaçının etkisi ile ortaya çıkabilir. En iyisi bunları ortadan kaldırarak çıkışını önlemektir. Ancak, bir kez görüldükten sonra, gaga kesiminden başka hemen hemen hiçbir çare kalmamaktadır.

Gaga kesimi çıkıştan cinsi olgunluk yaşına kadar ki dönemde, her an yapılabilir. Özellikle kannibalizm patlak verir vermez zamanına bakılmadan hemen başlatılmalıdır. Normal yetiştirme programlarında gaga kesimi, 6 – 9’uncu günler arasında yapılmalı, 10-14 haftalar arasında hatalı olanlar düzeltilmelidir. Gaga kesimi genellikle bu iş için özel yapılmış elektrikli bir araçla gerçekleştirilmekte olup, bunun keskin ve çok sıcak bir bıçağı vardır. Bıçak gagayı keserken dağladığı için, aşırı kanamayı önler ve çabuk iyileşmesini sağlar. Dağlamanın en uygun şekilde yapılabilmesi için, gaga kesildikten sonra ucu, kızgın bıçakla 2-3 sn temas halinde tutulur. Bundan fazla tutulması strese yol açar, daha kısa süre dağlanan gaga ise tekrar büyür. Gaga kesimi her iki gaga birden kesilerek yapılabildiği gibi, sadece üst gaga kesilerek de yapılabilir.

Kesim için hayvanı tutan kimse, bir elinin baş parmağı civcivin başının arkasına, işaret parmağı, eğer sadece üst kesilecekse iki gaga arasına, her ikisi de kesilecekse gırtlağın altına gelecek şekilde sıkıca tutar, diğer eliyle de ayakları kavrar. İşaret parmağının bu şekilde tutulması hayvanın dilini geri çekerek kızgın bıçağın değmesini önler. Her iki gaga da kesilecekse, baş aşağı doğru hafifçe eğilerek alt gaganın daha uzun kalması, üstün biraz kısa kesilmesi sağlanır.

 

 

Havalandırma ; kümes içerisindeki CO2, amonyak, kötü kokulu gazların, nemin ve tozun ortam dışına çıkarılmasıdır. İlk birkaç gün civciv kümeslerinin fazla havalandırılmalarına gerek olmayıp, yer tipi ana makinalarının bulunduğu kümeslerin havasının saatte 3-5 kere değişecek şekilde ayarlanması yeterlidir. Büyütme döneminin 3. haftasından itibaren kümesin çok iyi havalandırılması gerekmektedir. Özellikle soğuk kış aylarında yetiştiriciler kümes içi ısısını muhafaza etmek için ısınma masraflarından kaçınmaktadırlar. Bundan dolayı kümes içinde oluşan kötü hava neticesinde altlıkların nem seviyesi yükselmektedir. Bunun daha fazla ihmal edilmesi durumunda kümes içi havası iyice kirlenmekte ve fazla miktarda amonyak oluşmaktadır. Altlığın ıslak kalması cocsidiosis gibi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Kümes içinin aşırı derecede havalandırılması da kümeste oluşacak hava akımı nedeniyle civcivlerde solunum yolu enfeksiyonlarının görünmesine yol açabilir. Yetersiz ve aşırı havalandırma, civcivlerin kötü tüylenmelerine, büyümenin yavaşlamasına, yemden yararlanmanın düşmesine ve hayvanlar arasındaki üniformitenin bozulmasına neden olur.

 

Yumurta verim yönlü yetiştirilen civcivlerin büyütme döneminde çok iyi bir aydınlatma programının uygulanması gerekmektedir. İlk iki gün civcivlere tam gün aydınlatma yapılmalı ve uygulanan aydınlatma programına göre, gerekirse bir iki hafta uzatılmalıdır. Aydınlık şiddetinin her metrekareye 3 – 4 watt düzeyinde tutulması yeterlidir.

Aydınlatmada kullanılan lambalar yerden 2 m yüksekte asılı olmalı ve her 15 metrekarelik alana 60 watt' lık bir lamba asılmalıdır. 1 metrekarelik alan için hiçbir zaman ışık şiddeti 1 watt' ın altına düşürülmemelidir. Aynı zamanda şiddetli ışık yoğunluğu da uygulanmamalıdır.

Aydınlatma programları uygulanırken bölgenin enlem durumu, güneşin doğuşu ve batışı ile gün uzunluğu da dikkate alınmalıdır. Eğer gün uzunluğu yeterli olmuyorsa ilave aydınlatma uygulanmalıdır. Kannibalizmin önlenmesi için ışık şiddetinin azaltılmasında fayda vardır.

 

Kümeslerin Piliçler İçin Hazırlanması : Eğer piliçler büyütüldükleri kümeste yumurtlamaya alınacaklarsa herhangi bir temizlik yapmaya ve altlığı değiştirmeye gerek yoktur. Buna karşılık, büyüyen ve cinsi olgunluğa erişen piliçler başka kümeslere aktarılacak ve yumurtlama dönemlerini orada geçireceklerse, piliçler gelmeden, kümes ve ekipmanların daha önce civciv büyütme bölümünde ayrıntılı olarak anlatıldığı gibi temizlenmeleri, yıkanmaları ve dezenfekte edilmeleri gerekir. Bu kümesler ayrıca piliçler gelene kadar en az bir hafta süre ile boş bırakılmalıdır.

Temizlenip dezenfekte edilen kümeslere yeni altlık serilmelidir. Altlık, sağlanması kolay ve ucuz, temiz, kuru ve küflenmemiş olmalıdır, yazın 7,5 -kışın 10 cm kalınlıkta altlık serilir.

Folluklar takılarak içlerine temiz altlık konur. Follukların piliçler gelmeden önce yerleştirilmeleri, onlara yumurtlamaya başlamadan önce alışmaları için gerekli zamanı sağlar ve böylece yere yumurtlama oranını düşürür ; kırık ve kirli yumurta sayısını azaltır.

Başta yemlik ve suluklar olmak üzere, tüm ekipman elden geçirilerek gerekli onarımlar yapılır.

Piliçlerin Taşınması : Piliçler büyütme kümeslerinden yumurtlama kümeslerine 16 - 18 haftalar arasında taşınırlar. Taşıma stresini en aza indirmek için :

1-Yakalama ve tutma özenle yapılmalıdır. Stres % 2-3 düzeyinde canlı ağırlık kaybına neden olur.
2-Taşıma, serin bir günde veya günün serin saatlerinde yapılmalıdır.
3-Piliçler karanlıkta daha az sinirli olduklarından mümkünse gece taşınmalarında yarar vardır.
4-Taşınma sırasında gereksiz hareketler ve gürültü yaparak hayvanlar ürkütülmemelidir.
5-Streslerden etkilenmemeleri için taşınmadan bir süre önce ve sonra, vitamin verilmelidir.

Piliçler ister taşınsın ister taşınmadan aynı kümeste bırakılsın, yumurtlamaya başlamadan önce bir ayıklamaya tabi tutulur ve bu iş tüm yumurtlama periyodunda haftalık kontrollerle sürdürülür. Ayıklama ile zayıf, hasta, yeterince büyümemiş küçük cüsseli, sakat, kör ve yaralı hayvanlar sürüden çıkarılır. Bu şekildeki hayvanların ayıklanması ile sürünün verim düzeyinin belli bir kârlılık oranının altına düşmesi önlenir.

 

Bir tavuğun yumurtlamaya başladıktan sonra bu verim düzeyini koruyabilmesi bazı koşullara bağlıdır. Bunlar :

1-Uygun Çevre : Kümes içinin ısı, nem ve havalandırma düzeyi yumurta verimini etkiler. Bu nedenle hayvanlara en uygun çevre koşullarının sağlanması ve günlük hava değişimlerinden korunması gerekir. Sıcaklığın normalin üzerine çıkması yumurta verimini düşürür. Ayrıca yumurta ağırlığı, kabuk kalınlığı ve kalitesi, iç kalite, yem tüketimi, canlı ağırlık artışı, kanın kalsiyum düzeyi, oksijen alımı, kan basıncı ve nabız düşer. Bunlara karşı, su tüketimi, vücut ısısı ve soluma oranı artar. Yumurta tavukları 27 dereceden sonra sıcaklıktan rahatsız olmaya başlar ve 38 derecenin üzerindeki sıcaklıklardan yumurta verimi şiddetle etkilenir ve hatta ölümler başlar.

Normal iklim şartlarında kümes içi sıcaklığı sadece tavukların vücutlarından yaydıkları ısı ile karşılanabilir. Ancak kışın iç sıcaklığı korumak için havalandırma kısıldığından altlık nemlenir ve ıslanır ki, bu da önemli sorunlar yaratabilir.

Tavuklar 13 derecenin altında rahatsız olmaya başlarlar. Yumurta tavukları için optimum kümes içi sıcaklığı 18 - 20 derecedir. Çevre sıcaklığı düştükçe, tavuklar vücut ısılarını korumak için daha fazla yem yerler.

2-Ekipmanlar : Kullanılan ekipmanların tipi ve elverişliliği yumurta verimini etkiler. Kullanılan yemlik ve suluklarda çeşitlidir. Yuvarlak ve oluklu olanlar daha yaygındır.

Sulukların yüksekliği, su düzeyi hayvanların sırt hizasından 2.5 cm yukarıda olacak şekilde ayarlanmalıdır. Sıcak havalarda hayvanların daha fazla su içtiği dikkate alınarak suluk sayısının maksimum su gereksinmesini karşılayacak düzeyde olması gerekir.

 

  6 – 18 Hafta 18. Hafta Sonrası
Kafeste Yet. Yerde Yet. Kafeste Yet. Yerde Yet.
Alan Mesafesi 280 cm2 10 piliç / m2 400 cm2 6 Tavuk / m2
Yemlik Mesafesi 5 cm 5 cm 10 cm 7.5 cm
Suluk Mesafesi 2.5 cm 2.5 cm 10 cm 4 – 5 cm

 

  6 – 18 Hafta 18. Hafta Sonrası
Nippel Suluk 1 Nippel / 6 – 8 piliç 1 Nippel / 4 – 6 tavuk
Yuvarlak Suluk 1 Suluk / 75 – 80 piliç 1 Suluk / 75 – 80 tavuk
Uzun Yemlik 5 cm / piliç 7.5 – 8 cm / tavuk
Yuvarlak Yemlik 1 yemlik / 40 piliç 1 yemlik / 25 – 30 tavuk

Yumurtacı işletmelerin çoğunda çok gözlü folluklar, tek gözlü folluklardan daha çok tutulmaktadır. Eğer her 4 tavuğa bir göz sağlanırsa yumurta veriminin en yüksek olduğu zamanda bile tavukların gereksinimini karşılar ve yere yumurtlamayı büyük ölçüde önleyebilir.
Grup folluk denilen tekli folluklar genellikle 60 x 240 cm boyutlarında önde ve arkada birer deliği bulunan bir sandıktan ibaret olup, yerden yükseklikleri de 60 cm' dir. Bunların her biri 35 tavuk için yeterlidir.
3-Aydınlatma : Işık, yumurta verimine ilişkin bazı iç salgı bezlerinin faaliyetini arttırarak yumurta verimini yükseltir. Aydınlatma süresi ve yoğunluğunun tavuklarda yumurta verimi, cinsi olgunluk yaşı, yumurta ağırlığı, canlı ağırlık artışı, embriyo gelişmesi, erkeklerde sperm kalitesi ve döllenme gücü üzerinde önemli etkileri vardır.
Aydınlatma süresinin uzaması, cinsi olgunluğa erişmeyi çabuklaştırdığından tavukçulukta istenmeyen bir durumdur. Zira, bunlarda ilk yumurtalar küçük olur, yumurta verimi düşer, yumurtlamaya başladıktan sonra gerileri ve iç organları dışa çıkar (prolapsus) ; yumurta ağırlığına bağlı olarak bunlardan çıkan civciv küçük olur ve ileride gerektiği şekilde büyüyemez. Erken cinsi olgunluğu önlemek için açık kümeslerde kış çıkışlarında gittikçe azalan bir aydınlatma programı uygulanmalıdır. İlkbahar çıkışlarında, cinsi olgunluğa erişinceye kadar böyle bir kısıtlamaya gerek yoktur.

  Yoğunluk
YAŞ Günlük Işık Saati Watt / m2 Lux
1-2 Gün 20 – 23 3 – 4 20 – 40
3- 4 Gün 20 3 20 – 30
5-6 Gün 19 3 20 – 30
7-14 Gün 16 – 17 2 10 – 20
15-21 Gün 14 – 15 2 10 –20
22-28 Gün 13 2 10 – 20
29-35 Gün 12 1 5 – 10
36- 42 Gün 11 1 5 – 10
43- 49 Gün 10 1 5 – 10
50-98 Gün 9 1 5 – 10
99-105 Gün 9 3 20 –30
106-112 Gün 10 3 20 –30
113-119 Gün 11 3 20 – 30
120-126 Gün 12 3 20 – 30
127-133 Gün 12.30 3 20 – 30
134-168 Gün 1 / 2 saat haftalık arttırım 3 20 – 30
169 dan sonrası 15 – 16 saat 3 20 – 30

.

.

 

Instagram
Facebook
Twitter
  • 20/02/2018KONYA TARIM 2018
  • 05/01/20182018 Güncel Fiyat Listelerimiz
Telif Hakkı © 2009 Birleşim Tarım Makinaları. Bütün Hakları Saklıdır.
Tasarım & Kodlama